Gözler hep O'nun üzerinde oldu...
SEVDİ ÇAVUŞOĞLU - autolobi.com
SUV pazarında gün geçtikçe rekabetin hız kazandığı son yıllarda tesit köşemizin konuğu Opel Mokka oldu… Oldukça şık tasarıma sahip Mokka, sürüş esnasında renk ve tasarımıyla herkesin dikkatini çekmeyi başarıyor. PSA grubu baştan aşağı yenilediği Mokka’yı oldukça başarılı buldum. Birkaç nokta hariç, onların da tesit yazısının içerisinde sizlerle paylaşmaya çalışacağım. Genel olarak konuşacak olursak Opel başarılı bir iş çıkarmış diyebilirim…
Sert bir karaktere sahip olan geçmişi yeni nesliyle adeta sevimli bir çocuğa dönüşmüş durumda… Kendi sınıfında adeta rakiplerine meydan okuyor. Bir asırdır fazladır pazarda kendine yer edinmiş marka Mokka aslında yeni bir otomobil olarak tanımlanabilir. Yeni Opel Mokka, PSA grubunun CMP platformu üzerine geliştirilmiş. Bu sayede bir önceki nesline göre 120 kilograma kadar daha hafif olan model, sürüş deneyiminde beklentileri aşacak oranda çevik. Bu markanın tanıtımda özellikle altını çizdiği daha rijit gövde yapısıyla paralellik gösteriyor. Opel mühendisleri yeni jenerasyonu öncekine göre 125 milimetre daha kısa tasarlamayı tercih etmiş. Toplamda 4.150 milimetre uzunluğunda olan aracın dingil mesafesi de öncekine göre 2 milimetre daha uzun. Genel uzunlukta geriye gidilmesine rağmen akstaki artış arka yolcuların en az birinci nesil Mokka’da olduğu kadar yere sahip olmasına olanak tanımış. Yeni modelde 350 litrelik bagaj hacmi sunan marka bu konuda bizi 6 litrelik bir gerilemeye götürüyor. Bu kağıt üzerinde bir gerileme olarak görülse de, yeni ile eski Mokka arasındaki radikal farkın başarılı şekilde yöneltildiğinin kanıtı. Eski nesli unutturacak güçlü ve karakteristik olan yeni Opel Mokka, 5 günlük testimiz esnasında Mokka’da birkaç eksik nokta hariç oldukça başarılı buldum.
MOKKA’NIN TASARIMI ADETA ÇEVRESİNİ ISIRIYOR…
Mokka’nın tasarımına iki farklı açıdan yaklaşmayı tercih ettik. Buradaki bakış açılarımız ise hedef kitleye göre de doğrudan şekilleniyor. Gördüğünüz gibi yeni Mokka daha dinamik, sportif ve modern hissettiriyor. Markanın “Vizör” adını verdiği yeni ön ızgara, sokaktan aldığımız “dikkat çekme” geri dönüşlerinin de ışığında sınıfı geçiyor. Donanım seviyelerine göre kaputun gövde renginden farklı olarak siyah gelmesi de Mokka’nın tasarım oyunlarını bir adım daha yukarıya taşıyan parçalar arasında. Arka tarafa doğru alçalan çizgiyle sportif bir Coupe havasını da yansıtan Mokka’da, bu hareketlilik karakterini yansıtacak Yeşil ve Mavi gibi dinamik renk seçeneklerinin sunulması da yerinde bir hamle. Giriş seviyesi pakette 17 inç, üst donanımlarda ise 18 inç olarak gelen jant setleri de gerek ebatları gerekse tasarımlarıyla Mokka’nın bu havasında çok ciddi ve başarılı bir rol üstlenmiş.Tasarım madalyonunun diğer kısmında ise şöyle net bir durum var; Mokka artık tam bir crossover gibi görünüyor. Ancak, aracın uzun yolda 170 km.’lik bir hıza ulaşınca ön kaputun sacında titreme meydana geliyor. Bu da sürücünün gözünün ön kaputa takılı kalmasını ve rahatsız edici bir görüntüye sebebiyet veriyor. Tabi bu durum kafamda soru işaretleri bırakt. Mokka’nın iç yaşam alanı da dışarıda olduğu gibi önceki neslini tamamen unutturacak dinamikler üzerine kurulu. Kapıları açıp koltuklara ilk oturduğunuzda sizi fazlasıyla teknolojik bir konsol karşılıyor. Dijital ekranların entegre olarak konumlandırıldığı bu yapı günümüzde görmek istediğimiz tasarım dilleri arasında. Mokka’nın sürücü tarafındaki hayalet ekranı ilk iki donanım paketinde 7 inçlik ebatla geliyor. Bizim test ettiğimiz Ultimate paketle birlikte ise bu değer 12 inçe yükseliyor. Bu ekran direksiyon üzerindeki kumandalar yerine arka taraftaki sinyal kolu üzenden kontrol ediliyor. Konsolun ortasında yine entegre olarak tasarlanan multimedya ise ilk iki donanım paketinde 7 inçlik ebatla geliyor. Ultimate donanım seviyesinde ise bu değer 10 inçe kadar yükseklik göstermekte. Sürücü tarafında söylediğimiz şeylerin paralelini multimedya için de söyleyebiliriz. Görsel ve yazılımsal olarak gayet başarılı olan bu ekrana, tam altında konumlandırılan fiziki tuş kısayolları üzerinden de komut verilebiliyor.
İÇ MALZEME KALİTESİ OLDUKÇA İYİ…
Bu bölümde “keşke” dediğimiz tek nokta bizi yeni vites bölümüne götürüyor. Mokka’da PSA grubunun da geçiş yaptığı vites seçici odağında bir orta panel var. Piyano siyahı çerçevesinde gelen bu panelin malzeme kalitesi gayet sorunsuz… Sürüş ve park destek asistanlarının açma-kapama düğmelerini de barındıran panelde, gözlerimiz multimedya sistemi kontrol edebilecek ufak bir joystick aramadı desek yalan olur. Vites olmaması sebebiyle fazlasıyla kullanışlı ve minimal olan bu alana önümüzdeki süreçte böyle bir hamle yapılması da kullanıcı konforu için çok keyifli olabilir. Yeni nesille birlikte malzeme kalitesinde de tasarıma uygun dokunuşlar dikkatimizi çekiyor. Ön bölümde Alcantara kullanılan kapı panelleri ilk aşamada ön planda. Yolcu tarafında konsolda kullanılan damalı kaplama da sportif hissiyatı perçinliyor. Orta konsoldaki piyano siyahı ise her otomobilde olduğu gibi şık olduğu kadar parmak izi ve toz gösterme konusunda muhteşem bir istikrar sergiliyor. Arka tarafta ise sert plastik ağırlıklı kapı kolları segmentin dinamiklerini yansıtırken, orta bölüme yolcular için iki adet USB çıkışının konulması önemli detaylar arasında. Mokka’nın yeni tasarım diliyle birlikte radikal bazda değişen karakteri, iç yaşam alanında ise segment beklentilerinde hiçbir sorun oluşturmayan bir deneyim sunuyor. Coupe havasına rağmen baş mesafesi fazlasıyla yeterli olan Mokka’nın diz mesafesi ise boyu 1,85 metre üzerinde olan yolcular için limitleri hissettirmeye başlıyor.
3 FARKLI DONANIMLA SATILIYOR…
Bu bölümde kol dayanamanın en üst pakette bile sunulmadığını özellikle belirtmek gerekiyor. Son olarak bagaj hacmine geldiğimizde bizi 350 litrelik kullanım alanı karşılıyor. Bu değer segmentin en düşük seçenekleri arasında ki Mokka’nın sportiflik karakterinin belki de en büyük götürüsü de bu noktada. Satışa sunulduğu ilk andan itibaren üç farklı donanım paketiyle listelere giren Mokka’nın baz paketinde bile beklentileri karşılayan teknolojik destekler var. ESP, çekiş kontrolü, yokuş kalkış destek sistemi, trafik işareti tanıma sistemi, sürücü yorgunluk uyarısı, şerit ihlal uyarısı, şerit koruma özellikli aktif şerit takip sistemi, hız sabitleyici, yağmur sensörü, otomatik uzun far asistanı, anahtarsız giriş ve anahtarsız çalıştırma sistemi ve panoramik geri görüş kamerası gibi desteklerin tamamı giriş seviyesinden itibaren standart olarak sunuluyor. Üst paketlerle birlikte ise listeye adaptif hız sabitleyici, park asistanı ve direksiyona müdahale eden aktif şerit takibi gibi otonom sürüşe yaklaşıldığını hissettiren parçalar ekleniyor. Burada sunulan tüm asistanlar işlevleriniz sorunsuz yerine getiriyor. Uzun yollarda adaptif hız sabitleyici en büyük arkadaşınız olurken, Mokka’nın şehirli kimliğini destekleyen kör nokta uyarısı, sensör ve park asistanları da dar manevralarda en önemli yardımcınız haline geliyor. Kokpitin tavanında konumlandırılan acil durum çağrısı özelliği E-Call’ın ise tüm donanımlarda standart olarak sunulmasını beklerdik.
1.2 LİTRE VE 3 SİLİNDİRLİ MOTOR OLDUKÇA PERFORMANSLI...
Mokka karşımıza 1.220 kilogramlık toplam ağırlığı sahip bir model olarak çıktıyor. Bu rakam sınıfındaki rakiplerinin tam ortasında yer alırken, binek segmentte C HB’lere paralellik gösteriyor. Bu rakamlar üzerinden Mokka’nın gerek performans gerekse tüketim değerlerinin kuzeni PSA grubunun bir diğer modali olan 308 ile benzer oranda olabileceği beklentisiyle yola çıktık. Nitekim sürüşümüzün sonunda bu beklentilerimizin genel bazda doğru olduğunu da gördük. Ara hızlanmalar konusunda EAT8 şanzımanın da başarılı karakteriyle güzel cevaplar veren araçta, 9 saniyenin biraz daha üzerinde 0-100 değerini yakalamak mümkün. İvmelenme konusunda beklentileri karşılayan Mokka’da 100 km/s üzerinde de performanslı sürüşe iştahlı bir motor sizi bekliyor olacak. 200 km/s maksimum sürat değeriyle Almanya’daki fabrikasından çıkan aracın 140-150 km/s aralığındaki seyir performansı da gayet yeterli. Sıcak yaz günlerinin etkisiyle birlikte klimanın da çoğunlukla açık olduğu sürüşümüzde, Mokka’nın yokuş performansını da tatminkar bulduğumuzu söyleyebiliriz. Klimayla birlikte işin biraz da tüketim kısmını konuşmak gerekiyor. Pek çoğunuzun bildiğini gibi turbo beslemeli benzinli motorlar, tüketim konusunda esnek karakter göstermeye fazlasıyla yatkın. Opel, 130 beygir güç ve 230 Nm tork üreten 1,2 litrelik üç silindirli motorla birlikte aracının 4,7 litrelik karma tüketim verisi olduğunu söylüyor. Bu değeri fazlasıyla iddialı olmakla birlikte gerçek dünya koşullarında görmek neredeyse imkansız. Klimanın açık ve yoğun bir trafiğin içerisinde bulunduğu kombinasyonda Mokka’nın şehir içi tüketimi 7 ile 7,4 litre dolaylarında geziyor. Bu kombinasyon yine bol yokuşlu rotalar için de geçerli. Sürüşü otoban odağında lineer dinamikler üzerine kurduğumuzda ise çok daha iktisadi bir kullanımı yakalamak mümkün olabilir.